Genellikle “merkez bankalarının merkez bankası” olarak anılan Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), kripto paraların ve merkeziyetsiz finansın (DeFi) büyümesinin “kritik bir kütleye” ulaştığı ve artık geleneksel finans için sistemik riskler oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunan yeni bir rapor yayınladı.
BIS raporu, kripto piyasasının geleneksel finans kurumlarından (TradFi) büyük ölçüde izole kalmasına rağmen, spot Bitcoin ETF’lerinin onaylanması ve gerçek dünya varlık (RWA) tokenizasyonunun yükselişi gibi son gelişmelerin iki sektör arasındaki bağlantıyı derinleştirdiğini belirtiyor. Rapor, bu gelişen bağlantıların daha fazla dikkat ve daha sıkı gözetim gerektirdiğini kaydediyor.
Belki de en çarpıcı olanı, BIS’in kripto piyasalarındaki finansal şokların servet eşitsizliğini nasıl arttırabileceğine dair analizi. Raporda yer alan bir grafik, piyasa stresi dönemlerinde, küçük bireysel yatırımcıların kripto maruziyetlerini artırma eğiliminde olduğunu, daha zengin yatırımcıların ise piyasadan çıktığını gösteriyor. BIS’e göre sonuç, “servetin daha yoksullardan daha zenginlere doğru yeniden dağıtılması”.
Bu gözlem, diğer düzenleyiciler tarafından dile getirilen endişelerle de örtüşüyor. Örneğin, Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) Ulrich Bindseil daha önce Bitcoin’in yapısının, genellikle varlıklı olan erken benimseyenlere, geç gelenler pahasına orantısız bir şekilde fayda sağladığını savunmuştu.
BIS raporu, DeFi ve geleneksel finansın yakınlaşmasını hızlandıran iki önemli gelişmeyi özetliyor. Bunlardan ilki, Ocak 2024’te ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) spot Bitcoin ETF’lerini onaylama kararı. Bu hamle, kurumsal ve bireysel yatırımcıların geleneksel finansal kanallar aracılığıyla kriptoya maruz kalmasını önemli ölçüde kolaylaştırdı.
İkincisi, tokenleştirilmiş gerçek dünya varlıklarının devam eden genişlemesidir. DeFi öncelikle kriptoya özgü varlıklar etrafında dönerken, tahvil, hisse senedi ve gayrimenkul gibi varlıkların tokenleştirilmesi, ana akım finansal araçları blok zinciri platformlarına getirmeye hazırlanıyor. Bu durum, merkeziyetsiz borsaların (DEX’ler) TradFi kurumları tarafından daha yaygın bir şekilde kullanılmasına yol açabilir.
BIS, potansiyel riskleri azaltmak için bir “sınırlama” yaklaşımını savunuyor. Bu, DeFi protokollerinin TradFi kuruluşlarına halihazırda uygulanan düzenleyici çerçevelerle uyumlu hale getirilmesini içeriyor. Rapor, Müşterini Tanı (KYC) kurallarının uygulanmasını, gelişmiş bilgilendirme gerekliliklerini ve merkeziyetsiz protokolleri işletenler için yasal sorumluluklar oluşturulmasını öneriyor.
Контент має виключно довідковий характер і не є запрошенням до участі або пропозицією. Інвестиційні, податкові чи юридичні консультації не надаються. Перегляньте Відмову від відповідальності , щоб дізнатися більше про ризики.
Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), Yeni Bitcoin ve Kripto Para Raporunu Yayınladı: Uyardı!
Genellikle “merkez bankalarının merkez bankası” olarak anılan Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), kripto paraların ve merkeziyetsiz finansın (DeFi) büyümesinin “kritik bir kütleye” ulaştığı ve artık geleneksel finans için sistemik riskler oluşturabileceği konusunda uyarıda bulunan yeni bir rapor yayınladı.
BIS raporu, kripto piyasasının geleneksel finans kurumlarından (TradFi) büyük ölçüde izole kalmasına rağmen, spot Bitcoin ETF’lerinin onaylanması ve gerçek dünya varlık (RWA) tokenizasyonunun yükselişi gibi son gelişmelerin iki sektör arasındaki bağlantıyı derinleştirdiğini belirtiyor. Rapor, bu gelişen bağlantıların daha fazla dikkat ve daha sıkı gözetim gerektirdiğini kaydediyor.
Belki de en çarpıcı olanı, BIS’in kripto piyasalarındaki finansal şokların servet eşitsizliğini nasıl arttırabileceğine dair analizi. Raporda yer alan bir grafik, piyasa stresi dönemlerinde, küçük bireysel yatırımcıların kripto maruziyetlerini artırma eğiliminde olduğunu, daha zengin yatırımcıların ise piyasadan çıktığını gösteriyor. BIS’e göre sonuç, “servetin daha yoksullardan daha zenginlere doğru yeniden dağıtılması”.
Bu gözlem, diğer düzenleyiciler tarafından dile getirilen endişelerle de örtüşüyor. Örneğin, Avrupa Merkez Bankası’ndan (ECB) Ulrich Bindseil daha önce Bitcoin’in yapısının, genellikle varlıklı olan erken benimseyenlere, geç gelenler pahasına orantısız bir şekilde fayda sağladığını savunmuştu.
BIS raporu, DeFi ve geleneksel finansın yakınlaşmasını hızlandıran iki önemli gelişmeyi özetliyor. Bunlardan ilki, Ocak 2024’te ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) spot Bitcoin ETF’lerini onaylama kararı. Bu hamle, kurumsal ve bireysel yatırımcıların geleneksel finansal kanallar aracılığıyla kriptoya maruz kalmasını önemli ölçüde kolaylaştırdı.
İkincisi, tokenleştirilmiş gerçek dünya varlıklarının devam eden genişlemesidir. DeFi öncelikle kriptoya özgü varlıklar etrafında dönerken, tahvil, hisse senedi ve gayrimenkul gibi varlıkların tokenleştirilmesi, ana akım finansal araçları blok zinciri platformlarına getirmeye hazırlanıyor. Bu durum, merkeziyetsiz borsaların (DEX’ler) TradFi kurumları tarafından daha yaygın bir şekilde kullanılmasına yol açabilir.
BIS, potansiyel riskleri azaltmak için bir “sınırlama” yaklaşımını savunuyor. Bu, DeFi protokollerinin TradFi kuruluşlarına halihazırda uygulanan düzenleyici çerçevelerle uyumlu hale getirilmesini içeriyor. Rapor, Müşterini Tanı (KYC) kurallarının uygulanmasını, gelişmiş bilgilendirme gerekliliklerini ve merkeziyetsiz protokolleri işletenler için yasal sorumluluklar oluşturulmasını öneriyor.