Solayer'ın "paylaşılan güvenlik" sihirinin arkasında, karmaşık bir teknik yapı gizlidir. Bu mekanizmanın nasıl çalıştığını gerçekten anlayabilmek için, iç yapısını derinlemesine incelememiz gerekiyor, özellikle de tüm ekosistemi yönlendiren üç ana rolü: yeniden stake edenler, operatörler ve aktif doğrulama hizmetleri (AVS). Bu üçü arasında karşılıklı bağımlı ve birbirini destekleyen bir ekonomik döngü oluşmaktadır.
Solayer'ın temel tasarımı, Solana'nın hızla büyüyen likit staking ekosistemine dayanmaktadır. Bu sistemde, kullanıcılar (yani yeniden staking yapanlar) doğrudan yerel SOL tokenlerini stake etmezler, bunun yerine ellerindeki likit staking tokenlerini (LST'ler) Solayer'ın akıllı sözleşmesine yatırırlar. Bu LST'ler arasında Marinade SOL (mSOL), BlazeStake SOL (bSOL) veya JitoSOL (jitoSOL) gibi tokenler olabilir.
Bu tasarımın benzersizliği, yönetilmeyen yapısı ve esnekliğinde yatmaktadır:
Öncelikle, merkeziyetsiz mekanizma kullanıcıların varlıkları üzerindeki kontrolünü sağlar. Kullanıcılar LST yatırdıklarında, bu varlıkların mülkiyetini kaybetmezler. Solayer'ın sözleşmesi yalnızca bir varlık saklama ve muhasebe platformu işlevi görmektedir. Kullanıcılar AVS tarafından belirlenen kilitlenme süresine uyduktan sonra, istedikleri zaman yeniden stake ettikleri varlıklarını geri alabilirler.
İkincisi, bu yöntem yerel kazancı korur. Kullanıcılar, yeniden Stake ettikleri şeyin LST olması nedeniyle, hala Solana ana ağının Proof of Stake (PoS) doğrulamasından elde edilen orijinal Stake kazancını alabilmektedirler. Yeniden Stake ederek elde edilen ek kazanç ise, kullanıcıların Solayer ekosistemine katılımı için ek bir teşvik haline gelir.
Bu yenilikçi mimari tasarım, yalnızca sermaye kullanım verimliliğini artırmakla kalmaz, aynı zamanda kullanıcılara çeşitli gelir kaynakları sunar ve varlıkların güvenliğini ve likiditesini garanti eder. Bu, blok zinciri teknolojisinin finansal yenilik alanındaki büyük potansiyelini sergileyerek gelecekteki merkeziyetsiz finans (DeFi) ekosistemi için ilham verici bir model sunar.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
9 Likes
Reward
9
4
Repost
Share
Comment
0/400
Hash_Bandit
· 09-04 08:11
bu güvenlik mimarisi bana erken madencilik havuzu tasarımlarını hatırlatıyor, yalan yok
Solayer'ın "paylaşılan güvenlik" sihirinin arkasında, karmaşık bir teknik yapı gizlidir. Bu mekanizmanın nasıl çalıştığını gerçekten anlayabilmek için, iç yapısını derinlemesine incelememiz gerekiyor, özellikle de tüm ekosistemi yönlendiren üç ana rolü: yeniden stake edenler, operatörler ve aktif doğrulama hizmetleri (AVS). Bu üçü arasında karşılıklı bağımlı ve birbirini destekleyen bir ekonomik döngü oluşmaktadır.
Solayer'ın temel tasarımı, Solana'nın hızla büyüyen likit staking ekosistemine dayanmaktadır. Bu sistemde, kullanıcılar (yani yeniden staking yapanlar) doğrudan yerel SOL tokenlerini stake etmezler, bunun yerine ellerindeki likit staking tokenlerini (LST'ler) Solayer'ın akıllı sözleşmesine yatırırlar. Bu LST'ler arasında Marinade SOL (mSOL), BlazeStake SOL (bSOL) veya JitoSOL (jitoSOL) gibi tokenler olabilir.
Bu tasarımın benzersizliği, yönetilmeyen yapısı ve esnekliğinde yatmaktadır:
Öncelikle, merkeziyetsiz mekanizma kullanıcıların varlıkları üzerindeki kontrolünü sağlar. Kullanıcılar LST yatırdıklarında, bu varlıkların mülkiyetini kaybetmezler. Solayer'ın sözleşmesi yalnızca bir varlık saklama ve muhasebe platformu işlevi görmektedir. Kullanıcılar AVS tarafından belirlenen kilitlenme süresine uyduktan sonra, istedikleri zaman yeniden stake ettikleri varlıklarını geri alabilirler.
İkincisi, bu yöntem yerel kazancı korur. Kullanıcılar, yeniden Stake ettikleri şeyin LST olması nedeniyle, hala Solana ana ağının Proof of Stake (PoS) doğrulamasından elde edilen orijinal Stake kazancını alabilmektedirler. Yeniden Stake ederek elde edilen ek kazanç ise, kullanıcıların Solayer ekosistemine katılımı için ek bir teşvik haline gelir.
Bu yenilikçi mimari tasarım, yalnızca sermaye kullanım verimliliğini artırmakla kalmaz, aynı zamanda kullanıcılara çeşitli gelir kaynakları sunar ve varlıkların güvenliğini ve likiditesini garanti eder. Bu, blok zinciri teknolojisinin finansal yenilik alanındaki büyük potansiyelini sergileyerek gelecekteki merkeziyetsiz finans (DeFi) ekosistemi için ilham verici bir model sunar.