Bir toplumun gerçekten güçlü ve rahat olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? Gece yarısı 12'de hızlı bir şekilde yemek siparişi verilip verilemeyeceğine veya bir sürücü çağırılıp çağırılmayacağına bakabiliriz. Eğer beş dakika içinde birisi siparişi alıyorsa, bu toplumun iş bölümünün detaylı ve işlemlerinin verimli olduğuna mı işaret eder? Hayır. Bu sadece arz ve talep ilişkisinin bir sonucudur: Para olması durumunda, yabancıların çalışma zamanını anında harekete geçirebilirsiniz. Ancak bu kolaylığın arkasında, başka seçeneği kalmayan bir grup insanın gece saatlerini ve kalan enerjilerini sattıkları gerçeği yatmaktadır. Çinliler genellikle yabancılara mobil ödemeleri, 24 saat açık marketleri ve yemek siparişinin kolaylığını övüyorlar ve bunun maddi bolluğun bir göstergesi olduğunu düşünüyorlar; gece yarısı çalışan yemek dağıtıcılarının koşuşturması da ilham verici hikayelere dönüştürülüyor. Ancak ekonomik açıdan bakıldığında, bu sadece bazı insanların uykularını feda ederek gelir elde etmeye istekli olmalarıdır. Gerçek sosyal ilerleme, insanların gece yarısı yemek dağıtmak zorunda kalmamalarıdır. Almanya örneğinde olduğu gibi, süpermarketler akşam 8'de kapanır, Pazar günleri dükkanlar kapalıdır; Fransa'da restoranlar öğle ve akşam servislerini sıkı bir şekilde ayırır, öğleden sonra yemek yemek zordur. Bu ülkeler, işçilerin dinlenmesini öncelikli olarak sağlamaktadır, tüketicinin rahatlığından ziyade. Gece yarısı yemek siparişi verme durumumuz, hayatta kalma gereksinimlerinin dinlenme gereksinimlerinden daha fazla olduğunu yansıtır. Ekonomik bir bakış açısıyla, kolaylığın arkasındaki gizli maliyetleri ve dağıtım mantığını görebiliriz.