2025'in başlarında, Amerika'nın yeni hükümeti belirgin bir mali ve para genişlemesi eğilimi sergiliyor. Bu "pump-priming" politikası piyasa beklentilerini aşabilir, büyük faiz indirimleri, mali teşvik önlemleri, olası niceliksel genişleme (QE) ve borç limiti ayarlamalarını içerebilir.
Son haberlere göre, Fed, 2025 Temmuz ayında ilk faiz indirimine giderek faiz oranını %0.25 azaltarak %4.00-%4.25 aralığına düşürdü. Yıl boyunca en az iki faiz indiriminin daha olacağı öngörülüyor ve federal fon oranının %3.25'e düşmesi bekleniyor. Aynı zamanda, hükümet, 2017 vergi reformu politikasının uzatılmasını teşvik ediyor ve maliyetin 4 trilyon doları aşacağı öngörülüyor. Ayrıca, ekonomik büyümeyi teşvik etmek için "sonsuz para basma" stratejisi uygulamak için kamuya açık çağrılarda bulunuluyor.
Bu politikalar sadece önceki "Amerika Önceliği" ilkesini sürdürmekle kalmayıp, aynı zamanda Fed'in bağımsızlığını etkileyerek likidite enjeksiyonunu artırma potansiyeline de sahip. Piyasa analistleri, bunun "sınırsız para arzı" ile sonuçlanabileceğini belirtiyor, bu kısa vadede riskli varlıklara fayda sağlasa da, enflasyon ve borç riski tehlikesi de barındırıyor.
Ticaret politikaları açısından, yeni hükümetin ithal ürünlere %145'e kadar gümrük vergisi uygulaması piyasalarda paniğe neden oldu. 2025 Nisan ayında ilgili duyurunun yapılmasının ardından, ABD borsalarında büyük bir düşüş yaşandı, S&P 500 endeksi tek günde %2'den fazla düştü ve aynı zamanda hanelerin ortalama vergi yükü 1300 doların yakınında arttı. Teknoloji hisseleri ve imalat sektörü ilk hedef oldu, yatırımcılar tedarik zinciri kesintileri ve enflasyonun artışı konusunda genel bir endişe taşıdı.
Ancak, gevşek politikaların uygulanmasıyla birlikte piyasa duygusu değişmeye başladı. Bu "pump-priming" stratejisi, potansiyel bir "piyasa kurtarma aracı" olarak görülüyor ve ABD hisse senedi, kripto para piyasası (özellikle Bitcoin) ve küresel borsa için yeni fırsatlar ve zorluklar getirebilir.
Böylesine karmaşık bir ekonomik ortamla karşı karşıya kalan yatırımcılar, politika yönelimlerini yakından izlemeli, kısa vadeli avantajlar ile uzun vadeli riskleri tartmalı ve çeşitli varlıklara dikkatli bir şekilde yerleşim yapmalıdır. Önümüzdeki yıllarda, küresel finansal pazarın fırsat ve zorluklarla dolu yeni bir döneme girmesi muhtemeldir.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
2025'in başlarında, Amerika'nın yeni hükümeti belirgin bir mali ve para genişlemesi eğilimi sergiliyor. Bu "pump-priming" politikası piyasa beklentilerini aşabilir, büyük faiz indirimleri, mali teşvik önlemleri, olası niceliksel genişleme (QE) ve borç limiti ayarlamalarını içerebilir.
Son haberlere göre, Fed, 2025 Temmuz ayında ilk faiz indirimine giderek faiz oranını %0.25 azaltarak %4.00-%4.25 aralığına düşürdü. Yıl boyunca en az iki faiz indiriminin daha olacağı öngörülüyor ve federal fon oranının %3.25'e düşmesi bekleniyor. Aynı zamanda, hükümet, 2017 vergi reformu politikasının uzatılmasını teşvik ediyor ve maliyetin 4 trilyon doları aşacağı öngörülüyor. Ayrıca, ekonomik büyümeyi teşvik etmek için "sonsuz para basma" stratejisi uygulamak için kamuya açık çağrılarda bulunuluyor.
Bu politikalar sadece önceki "Amerika Önceliği" ilkesini sürdürmekle kalmayıp, aynı zamanda Fed'in bağımsızlığını etkileyerek likidite enjeksiyonunu artırma potansiyeline de sahip. Piyasa analistleri, bunun "sınırsız para arzı" ile sonuçlanabileceğini belirtiyor, bu kısa vadede riskli varlıklara fayda sağlasa da, enflasyon ve borç riski tehlikesi de barındırıyor.
Ticaret politikaları açısından, yeni hükümetin ithal ürünlere %145'e kadar gümrük vergisi uygulaması piyasalarda paniğe neden oldu. 2025 Nisan ayında ilgili duyurunun yapılmasının ardından, ABD borsalarında büyük bir düşüş yaşandı, S&P 500 endeksi tek günde %2'den fazla düştü ve aynı zamanda hanelerin ortalama vergi yükü 1300 doların yakınında arttı. Teknoloji hisseleri ve imalat sektörü ilk hedef oldu, yatırımcılar tedarik zinciri kesintileri ve enflasyonun artışı konusunda genel bir endişe taşıdı.
Ancak, gevşek politikaların uygulanmasıyla birlikte piyasa duygusu değişmeye başladı. Bu "pump-priming" stratejisi, potansiyel bir "piyasa kurtarma aracı" olarak görülüyor ve ABD hisse senedi, kripto para piyasası (özellikle Bitcoin) ve küresel borsa için yeni fırsatlar ve zorluklar getirebilir.
Böylesine karmaşık bir ekonomik ortamla karşı karşıya kalan yatırımcılar, politika yönelimlerini yakından izlemeli, kısa vadeli avantajlar ile uzun vadeli riskleri tartmalı ve çeşitli varlıklara dikkatli bir şekilde yerleşim yapmalıdır. Önümüzdeki yıllarda, küresel finansal pazarın fırsat ve zorluklarla dolu yeni bir döneme girmesi muhtemeldir.