Son günlerde, ABD borsa piyasası bir düşüş trendi gösteriyor, bunun doğrudan nedeni New York Fed'in yayınladığı bir rapor. Bu rapor, piyasanın gelecekteki enflasyona yönelik endişelerinin arttığını ortaya koyuyor. Veriler, önümüzdeki bir yıl için enflasyon beklentisinin Ağustos ayındaki %3.2'den %3.4'e yükseldiğini ve bu yükseliş trendinin yalnızca kısa vadeye özgü olmadığını, üç ila beş yıl arasındaki orta ve uzun vadeli enflasyon beklentilerinin de yukarı yönlü revize edildiğini gösteriyor.
Ancak, enflasyon beklentilerindeki yükselişin keskin bir zıtlığı olarak, maaş artışı beklentileri son iki yılın en düşük seviyesine gerilerken, işsizlik oranı beklentileri de yükseldi. Bu çelişkili ekonomik göstergeler kombinasyonu, piyasalarda endişelere yol açtı.
Mevcut ABD hükümeti kapanışı ve ekonomik verilerin eksikliği bağlamında, New York Fed'in bu raporu özellikle önem kazanıyor; etkisi belirgin bir şekilde artıyor ve doğrudan yatırımcıların panik duygusunu tetikliyor.
Bu pazarın gergin atmosferinin ne kadar süreceğini şu anda kesin olarak tahmin etmek zor. Ancak kesin olan bir şey var ki, Fed zorlu bir ikilemle karşı karşıya: Eğer bu sırada aceleyle faiz indirimine giderse, enflasyonu daha da teşvik edebilir; eğer yüksek faiz politikalarını sürdürmeye devam ederse, istihdam piyasasında yavaşlama belirtileri göz önüne alındığında ve siyasi faktörlerin işsizlik oranı üzerindeki etkileri düşünüldüğünde, durum daha da karmaşık hale gelebilir.
Ekim ayında faiz indirimi beklentileri hala oldukça yüksek, %90'dan fazla olmasına rağmen, aslında ABD Merkez Bankası'nın bu zaman diliminde harekete geçip geçmeyeceği konusunda büyük bir belirsizlik bulunmaktadır. Bu kadar karmaşık bir ekonomik durumla karşı karşıya kalan ABD Merkez Bankası'nın kararları, şüphesiz küresel finansal piyasaların sinirlerini etkileyecektir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son günlerde, ABD borsa piyasası bir düşüş trendi gösteriyor, bunun doğrudan nedeni New York Fed'in yayınladığı bir rapor. Bu rapor, piyasanın gelecekteki enflasyona yönelik endişelerinin arttığını ortaya koyuyor. Veriler, önümüzdeki bir yıl için enflasyon beklentisinin Ağustos ayındaki %3.2'den %3.4'e yükseldiğini ve bu yükseliş trendinin yalnızca kısa vadeye özgü olmadığını, üç ila beş yıl arasındaki orta ve uzun vadeli enflasyon beklentilerinin de yukarı yönlü revize edildiğini gösteriyor.
Ancak, enflasyon beklentilerindeki yükselişin keskin bir zıtlığı olarak, maaş artışı beklentileri son iki yılın en düşük seviyesine gerilerken, işsizlik oranı beklentileri de yükseldi. Bu çelişkili ekonomik göstergeler kombinasyonu, piyasalarda endişelere yol açtı.
Mevcut ABD hükümeti kapanışı ve ekonomik verilerin eksikliği bağlamında, New York Fed'in bu raporu özellikle önem kazanıyor; etkisi belirgin bir şekilde artıyor ve doğrudan yatırımcıların panik duygusunu tetikliyor.
Bu pazarın gergin atmosferinin ne kadar süreceğini şu anda kesin olarak tahmin etmek zor. Ancak kesin olan bir şey var ki, Fed zorlu bir ikilemle karşı karşıya: Eğer bu sırada aceleyle faiz indirimine giderse, enflasyonu daha da teşvik edebilir; eğer yüksek faiz politikalarını sürdürmeye devam ederse, istihdam piyasasında yavaşlama belirtileri göz önüne alındığında ve siyasi faktörlerin işsizlik oranı üzerindeki etkileri düşünüldüğünde, durum daha da karmaşık hale gelebilir.
Ekim ayında faiz indirimi beklentileri hala oldukça yüksek, %90'dan fazla olmasına rağmen, aslında ABD Merkez Bankası'nın bu zaman diliminde harekete geçip geçmeyeceği konusunda büyük bir belirsizlik bulunmaktadır. Bu kadar karmaşık bir ekonomik durumla karşı karşıya kalan ABD Merkez Bankası'nın kararları, şüphesiz küresel finansal piyasaların sinirlerini etkileyecektir.