Son zamanlarda, ülkenin nadir toprakları kapsamlı bir şekilde kontrol altına alma kararı geniş bir ilgi uyandırdı. Bu adım yalnızca Çin'in stratejik vizyonunu yansıtmakla kalmayıp, aynı zamanda zamanlamayı hassas bir şekilde anlama yeteneğini de sergiliyor. ABD ile birçok tur müzakere sonrasında, Çin, ABD'nin gümrük, çip gibi konulardaki tutumunu derinlemesine kavradı. ABD'nin "Çin'den ayrılma" niyeti açıkça ortada, özellikle yapay zeka ve yarı iletken alanlarındaki ambargo politikaları açısından.
Ancak, AI devriminin temeli enerji, malzeme ve hesaplama gücünün birleşimindedir. Çin'in nadir toprak, bakır, molibden gibi kritik kaynaklardaki avantajı, AI altyapısına sağlam bir maddi güvence sağlamaktadır. Buna karşılık, ABD'nin hesaplama gücü ve elektrik gibi alanlardaki yapılanması nispeten geride kalmıştır. Çin, bu kritik kaynakların tedarikini kısıtlayarak, ABD'nin öncülüğündeki "sanaldan zincir" üzerinde önemli bir etki yaratabilir.
Bu strateji, sadece Çin'in genel perspektifini sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda sanayi zincirinden pazara ve standartların belirlenmesine kadar olan genel verimliliği de artırıyor. Çin, yazılım alanında açık kaynak mimarisinin desteğine sahipken, donanım tarafında ise eksiksiz bir sanayi zinciri sistemine sahip.
Bu arada, gümüş piyasası da benzer stratejik öneme sahip. Şu anda, fiziksel gümüş ile COMEX vadeli gümüş arasında belirgin bir ters fiyat farkı oluştu ve bu fark 2.6 dolara ulaştı. Bu vadeli ve spot piyasa ayrışması, kağıt gümüşün fiyatlandırma işlevini kaybetmesine neden oldu. Daha da önemlisi, kısa vadede gümüş swap fiyatları önemli ölçüde düştü ve yıllık kiralama oranları %110'a fırladı, bu da spot piyasada sıkı bir arz olduğunu yansıtıyor.
Yüksek faiz ortamında, ticaret maliyetleri artmakta, işletmelerin katılımı azalmaktadır ve piyasa likiditesi daralmaktadır. Bu durum, gümüşte "pasif satışlar"a neden olabilir ve piyasa riskini daha da artırabilir. Vade farkının genişlemesi de piyasaya ek bir belirsizlik getirmektedir.
Bu olgular, küresel stratejik dengelerdeki derin değişimleri yansıtmakta, kaynak kontrolü ve piyasa fiyatlama haklarının mücadelesi farklı alanlarda sahnelenmektedir. Hem nadir toprak elementleri hem de gümüş, büyük güçlerin oyunundaki anahtar taşlar haline gelmiş olup, bunların yönelimi küresel ekonomik dengeleri derinden etkileyecektir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Son zamanlarda, ülkenin nadir toprakları kapsamlı bir şekilde kontrol altına alma kararı geniş bir ilgi uyandırdı. Bu adım yalnızca Çin'in stratejik vizyonunu yansıtmakla kalmayıp, aynı zamanda zamanlamayı hassas bir şekilde anlama yeteneğini de sergiliyor. ABD ile birçok tur müzakere sonrasında, Çin, ABD'nin gümrük, çip gibi konulardaki tutumunu derinlemesine kavradı. ABD'nin "Çin'den ayrılma" niyeti açıkça ortada, özellikle yapay zeka ve yarı iletken alanlarındaki ambargo politikaları açısından.
Ancak, AI devriminin temeli enerji, malzeme ve hesaplama gücünün birleşimindedir. Çin'in nadir toprak, bakır, molibden gibi kritik kaynaklardaki avantajı, AI altyapısına sağlam bir maddi güvence sağlamaktadır. Buna karşılık, ABD'nin hesaplama gücü ve elektrik gibi alanlardaki yapılanması nispeten geride kalmıştır. Çin, bu kritik kaynakların tedarikini kısıtlayarak, ABD'nin öncülüğündeki "sanaldan zincir" üzerinde önemli bir etki yaratabilir.
Bu strateji, sadece Çin'in genel perspektifini sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda sanayi zincirinden pazara ve standartların belirlenmesine kadar olan genel verimliliği de artırıyor. Çin, yazılım alanında açık kaynak mimarisinin desteğine sahipken, donanım tarafında ise eksiksiz bir sanayi zinciri sistemine sahip.
Bu arada, gümüş piyasası da benzer stratejik öneme sahip. Şu anda, fiziksel gümüş ile COMEX vadeli gümüş arasında belirgin bir ters fiyat farkı oluştu ve bu fark 2.6 dolara ulaştı. Bu vadeli ve spot piyasa ayrışması, kağıt gümüşün fiyatlandırma işlevini kaybetmesine neden oldu. Daha da önemlisi, kısa vadede gümüş swap fiyatları önemli ölçüde düştü ve yıllık kiralama oranları %110'a fırladı, bu da spot piyasada sıkı bir arz olduğunu yansıtıyor.
Yüksek faiz ortamında, ticaret maliyetleri artmakta, işletmelerin katılımı azalmaktadır ve piyasa likiditesi daralmaktadır. Bu durum, gümüşte "pasif satışlar"a neden olabilir ve piyasa riskini daha da artırabilir. Vade farkının genişlemesi de piyasaya ek bir belirsizlik getirmektedir.
Bu olgular, küresel stratejik dengelerdeki derin değişimleri yansıtmakta, kaynak kontrolü ve piyasa fiyatlama haklarının mücadelesi farklı alanlarda sahnelenmektedir. Hem nadir toprak elementleri hem de gümüş, büyük güçlerin oyunundaki anahtar taşlar haline gelmiş olup, bunların yönelimi küresel ekonomik dengeleri derinden etkileyecektir.