Savaşmadan kazanmak, tüccarların en yüksek derecesi.
Bugün tekrar "Sün Zi'nin Savaş Sanatı"nı okudum, içimde yankılandı. Budizm der ki: Zihnini gözlemleyen aydınlığa ulaşır, zihnini kontrol eden güçlüdür. Taoizm ise: Hiçbir şey yapmadan her şeyi yapar demektedir. "Sün Zi'nin Savaş Sanatı" ise şöyle der: "En iyi asker planları yok eder, ikinci olarak ilişkileri, üçüncüsü askerleri, en alt sırada ise kaleleri saldırır." Gerçek ustalar, yanlış zamanda ve yanlış piyasa ile doğrudan çatışmaya asla girmez.
Neden?
Pazar, görünmez bir savaş alanıdır; her bir K çizgisinin arkasında, duygular ve güçlerin gizli akıntıları vardır. Acele eden yatırımcılar, kaleyi zorlayan ordular gibidir - büyük kayıplar yaşar ve kazanma şansı oldukça düşüktür.
Askeri stratejide "durum" önemlidir, ticarette de öyle:
Güç henüz gelmedi, boşuna mücadele etme.
Güç hareketlendi, sessizce ilerliyor.
Gerçek güçlüler, her gün elini taşın altına koyanlar değil, kritik anlarda en az maliyetle en büyük getiriyi elde edenlerdir.
Tarihin büyük komutanları, "sakinlik" yolunu iyi bilirdi. Han Xin, aşağılanmaya katlanabiliyordu; Sun Wu, zamanın değişimlerini bekleyebiliyordu; Cao Cao, anlık kazancı feda edebiliyordu. Zihin ne kadar sakin olursa, perspektif o kadar genişler; ne kadar aceleci olursa, başkalarının oyununa o kadar kapılır.
Livermore şöyle demiştir: "Büyük para sık sık işlem yaparak kazanılmaz, oturabilmekle kazanılır." Birçok insan sadece "oturabilmek" kelimelerini görür, ancak bunun arkasındaki savaş sanatı bilgisini anlamaz.
Savaşmamak, öz disiplinidir;
Savaşmadan kazanmak, bir seviyedir.
Kalp bir kaya gibi ise, piyasa hiçbir şehri yıkamaz.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Savaşmadan kazanmak, tüccarların en yüksek derecesi.
Bugün tekrar "Sün Zi'nin Savaş Sanatı"nı okudum, içimde yankılandı. Budizm der ki: Zihnini gözlemleyen aydınlığa ulaşır, zihnini kontrol eden güçlüdür. Taoizm ise: Hiçbir şey yapmadan her şeyi yapar demektedir. "Sün Zi'nin Savaş Sanatı" ise şöyle der: "En iyi asker planları yok eder, ikinci olarak ilişkileri, üçüncüsü askerleri, en alt sırada ise kaleleri saldırır." Gerçek ustalar, yanlış zamanda ve yanlış piyasa ile doğrudan çatışmaya asla girmez.
Neden?
Pazar, görünmez bir savaş alanıdır; her bir K çizgisinin arkasında, duygular ve güçlerin gizli akıntıları vardır. Acele eden yatırımcılar, kaleyi zorlayan ordular gibidir - büyük kayıplar yaşar ve kazanma şansı oldukça düşüktür.
Askeri stratejide "durum" önemlidir, ticarette de öyle:
Güç henüz gelmedi, boşuna mücadele etme.
Güç hareketlendi, sessizce ilerliyor.
Gerçek güçlüler, her gün elini taşın altına koyanlar değil, kritik anlarda en az maliyetle en büyük getiriyi elde edenlerdir.
Tarihin büyük komutanları, "sakinlik" yolunu iyi bilirdi. Han Xin, aşağılanmaya katlanabiliyordu; Sun Wu, zamanın değişimlerini bekleyebiliyordu; Cao Cao, anlık kazancı feda edebiliyordu. Zihin ne kadar sakin olursa, perspektif o kadar genişler; ne kadar aceleci olursa, başkalarının oyununa o kadar kapılır.
Livermore şöyle demiştir: "Büyük para sık sık işlem yaparak kazanılmaz, oturabilmekle kazanılır." Birçok insan sadece "oturabilmek" kelimelerini görür, ancak bunun arkasındaki savaş sanatı bilgisini anlamaz.
Savaşmamak, öz disiplinidir;
Savaşmadan kazanmak, bir seviyedir.
Kalp bir kaya gibi ise, piyasa hiçbir şehri yıkamaz.