Son zamanlarda oldukça ilginç bir haber gördüm - insansı robotlar gerçek işlere başlamış. Sınır kapılarındaki gibi sahneler, daha önce tamamen insan yönlendirmesiyle kontrol ediliyordu, şimdi Walker S2 gibi robotlar kendi pillerini değiştirebiliyor, teorik olarak 24 saat kesintisiz çalışabiliyorlar. Daha zorlu olanı ise endüstriyel alanda: çelik fabrikaları, bakır-alüminyum atölyeleri gibi yüksek riskli ortamlarda robotların devriye gezmesi gerçekten mantıklı.

UB Teknoloji bu hamleyle büyük bir adım attı, 11 milyar sipariş elinde, bu yıl 500 adet teslimat yaparak piyasayı deneyimleyecek, gelecek yıl doğrudan on kat üretim kapasitesine ulaşacak, 2027'de yıllık 10.000 adet üretim hedefine ulaşmayı planlıyor. Bu ritim, erken dönem yenilenebilir enerji araçlarının genişleme yoluna biraz benziyor - önce uygulama senaryolarında konumlanıyor, ardından ölçekle maliyetleri düşürüyor.

Ancak diğer taraftan bir uyarı sinyali geliyor: Wall Street'in köklü şirketlerinden Millennium, otomotiv yedek parça üreticisi First Brands'te ani bir patlama yaşadı. UBS, bu şirkete tedarik zinciri finansmanı sağladığı için şimdi hesabında 500 milyon dolarlık bir risk açığı var. Tedarik zinciri finansmanı, iyi gittiği zaman kar getirirken, bir kez zincir kırıldığında peş peşe patlamalar meydana gelebilir. Teknoloji endüstrisi genişleme döneminde, özellikle imalat sanayisi ön ödeme ve vade süresine yüksek derecede bağımlı olduğunda, bu tür üst akış finansman zinciri çöküşleri ile karşılaşmaktan en çok korkar.

Teknolojinin hayata geçirilmesi iyi bir şeydir, ancak bilanço kapasite artışına dayanabilir mi, belki de demo videolarından daha kritik bir konudur.